Halkla İlişkilerde Çeşitlilik ve Kapsayıcılık

Bu kitap, kurumların dışa dönük yüzüyle, yani halkla ilişkiler uygulamalarıyla ilgileniyor. Çünkü halkla ilişkiler, yalnızca bir iletişim faaliyeti değil; kurumun toplumla kurduğu ilişkinin dili, tonu ve bakış açısıdır. Bu dilde hangi sözcüklerin seçildiği, hangi kimliklerin merkeze alındığı, neyin anlatıldığı kadar neyin anlatılmadığı da belirleyicidir. Halkla ilişkiler, temsil ve görünürlük üretir. Ve bu temsil pratikleri, kurumların çeşitliliğe ve kapsayıcılığa dair gerçek duruşlarını açıkça ortaya koyar.

Bu çalışma, çeşitlilik ve kapsayıcılığın yalnızca bir kurumsal sorumluluk değil, aynı zamanda bir iletişim meselesi olduğuna dikkat çekiyor. Bu kavramların halkla ilişkiler uygulamalarına ne ölçüde nüfuz edebildiğini, söylenenle yapılan arasındaki mesafenin ne kadar daraltılabildiğini, sözün gerçekten kimleri içine aldığını sorguluyor. Çünkü kapsayıcılık, yalnızca kapıyı aralık bırakmak değil; o kapıdan içeri giren herkesi görebilmek, duyabilmek ve yer açabilmektir.